Arda öğretmen: Bazı zamanlar vardır çok da tarife gerek kalmaz sadece yaşanır. Zaman kavramının biraz az kaldığı, tadını damağımızda bırakan bu güzel ötesi gezide Ali beyin muhteşem enerjisi, samimiyeti ve gruptaki güzel insanlarla daha da güzelleşen bir Avrupa turu oldu. İtalyanın bir çok yeri, Paris ve Prag’da elimizde harita şehirden şehire metroyla o şehrin havasını kültürünü ara sokaklarını yaşadık. Brugge’de içimizden geçen yağmura rağmen orta çağdan kalma yapıların güzelliği sanki o zamanlarda hala yaşıyormuş gibi hissetmek olağanüstü güzel. Almanya’nın kasvetli havasının belki de en çok yakıştığı şehir kimsenin çok dillendirmediği ve tam bir sanat eseri olan “Dresden”. Bence herkes görmeli Dresden’i. Aslında her şehre söylenecek o kadar çok şey var ki. Buraya satırlar yetmez. Ama benim kalbimi bıraktığım tekrar tekrar gitmek istediğim bir yer var ki. “Budapeşte”

Bir şehrin bu kadar güzel ruhu mu olur? Olur!

60 çift ayakkabının hüzünlü hikayesi Tuna nehirinin kenarında nasıl da bir sanat eserine dönüşür ve Aslanlı köprü Tuna nehrinde bütün heybetiyle size görsel bir şölen sunar. Gotik mimarinin en güzel eseri Budapeşte Parlemento binasını gördüğünüzde, hele birde gece nehrin üzerindeyseniz size bu güzellik halis mi dedirtecek :)

Budapeşte’yi anlatmaya ne zaman ne satır yeter.

Aşk olsun be Budapeşte sana! Bu kadar güzel olunur mu?

Neyse İtalya’yı anlatmayayım çıkamayız :)

Floransa der susarım :)

Bu kadar güzelliğe giden yola eşlik eden, öğretmenlerin hep yanında duran Öğretmenler Sayfası ve @ogretmenlergezikulubu sayfalarının güzel adminine ve yardımcılarına teşekkürler..

IMG_7750

IMG_7749IMG_7751IMG_7752